Halkbilimi, hem akademik dünyada bir söylemi, hem de dünyanın sosyal ve kültürel gerçekliği içerisinde kendine özgü bir varlığı olan bir disiplindir. Bu kapsamda, Türkiye’de halk müziği alanındaki araştırmaların yaklaşık 90 yıllık bir zaman dilimini kapsadığı, bu alanda yapılan ilk resmi çalışmaların 1926-1929 yılları arasında Dâru’l Elhân tarafından gerçekleştirilen derleme gezileri ile başladığı kabul edilir.
1937-1953 yılları arasında Ankara Devlet Konservatuvarı tarafından yapılan saha çalışmaları, çeşitli yıllarda Türkiye Radyo Kurumu (TR/TRT), Kültür ve Turizm Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Genel Müdürlüğü Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Daire Başkanlığı (HAGEM) [Milli Folklor Araştırma Dairesi (MİFAD], çeşitli üniversiteler, halkevleri, dernekler, cemiyetler gibi resmî ya da yarı resmî kuruluşlar bünyesinde de sürdürülmüştür. Söz konusu araştırmalar sonucunda araştırmacılar, akademisyenler ve ilgililerin şahsî gayretleri neticesinde Türkiye’deki halk müziği mirasının önemli bir bölümü kayıt altına alınabilmiştir.
Dünyada Folklor ve Müzikoloji’nin 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gelişmeye başlamasıyla halk müziği çalışmaları bir sistematiğe kavuşmuş, zamanla insan ve toplumbilimlerinin kapsamı içinde kendine yer bulmaya başlamıştır. Batıdaki folklor çalışmalarının halk müziği çalışmalarının toplumumuzdaki yansıması, ancak 20. yüzyılın başında Halka Doğru, İkdam, Vakit, Yeni Mecmua gibi çeşitli gazete ve dergilerde çıkan makaleler yoluyla olmuştur. 1920’li yıllardaki ülkemizdeki tek müzik okulu olan Dâru’l Elhân aracılığıyla 1922 yılında üç yıl kadar süren bir anket çalışması yapılmış, anket sonucunda elde edilen 85 tane nota 1926 yılında iki defter halinde yayımlanmıştır.
1931 yılında Sivas’ta Ahmet Kutsi Tecer ve Muzaffer Sarısözen’in gayretleriyle Aşıklar Bayramı gerçekleştirilmiş, 1936 yılında Macar kompazitör Bela Bartok’un, Ankara Halkevi tarafından Türkiye’ye davet edilmiştir. Bu ziyaret, ülke müzik politikalarına dair önemli ufuklar açmıştır. Milli musiki alanında yeni politikaların oluşturulmasında Atatürk’ün
“Türk Tarih Tezi” ve “Güneş-Dil Narariyesi’nin de büyük etkisi vardı. Bela Bartok, ülkemizde Türk müzik adamları ile birlikte yaptığı saha araştırmasında, 90 civarında ezgi derlemiş ve derlediği ezgilerin notaları ile birlikte ezgilere ilişkin notları, müzikoloji sahasında, dış dünyaya Türk Halk Müziği’nin tanıtılması bakımından da büyük önem taşımaktadır.
1936 yılında, zamanın Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan, Güzel Sanatlar Müdürü Cevat Dursunoğlu ve bu idarenin şube müdürü Ahmet Kutsi Tecer, Atatürk’ün direktifleri ile, adı o zamanlar “Musiki Muallim Mektebi” olan kurumun yerine Ankara Devlet Konservatuvarı’nın temellerini atmışlardır. Kurum bünyesinde oluşturulmak istenen Müzik Arşivi şefliğine,
Ahmet Kutsi Tecer’in önerisiyle, Muzaffer Sarısözen getirilmişti. Kurum Dâru’l-Elhan tarafından yapıldığı gibi anket çalışması yapmış, 1937 yılında ise bir derleme gezisi düzenlemiştir. Konservatuvar adına başlatılan bu derleme gezileri aralıksız 17 yıl sürmüş, bu gezilerin tamamına Muzaffer Sarısözen bizzat katılmış ve 9.000 civarında türkü ve ezgiyi derleyerek arşiv kayıtlarına almıştır.
Türk Halk Müziğine en önemli hizmetleri gerçekleştiren kurumlardan biri de Türkiye Radyo Kurumu’dur. 1927 yılında İstanbul’da çalışmalarına başlayan radyoda Sadi Yaver Ataman ve Tamburacı Osman Pehlivan katıldıkları canlı yayınlarda türküler çalıp söylüyorlardı. 1938 yılında yayınlarına başlayan Ankara Radyosunda da Türk Halk Müziği alanında Sadi Yaver Ataman tarafından açıklamalı programlar yapılmıştır. Ankara Radyosunda ilk çalışmalar karma bir topluluk olan ve çok amaçlı olarak kullanılan sanatçılara Muzaffer Sarısözen tarafından türkülerin öğretilmesi ve icra edilmesi yoluyla gerçekleştiriliyordu. Adını daha sonra “Yurttan Sesler” olarak duyuran bu topluluğun Halk Müziği icraları 1946 yılına kadar sürdü. Bu tarihten sonra Klasik Türk Müziği ve Türk Halk Müziği icraları için iki ayrı topluluk oluşturularak Yurttan Sesler Topluluğu’nun ilk çekirdeği ortaya çıkmıştır.
TRT’nin, Halk Müziğine derleme, araştırma, yayım ve arşivleme konularında da sayısız hizmetleri olmuştur. 1961 yılında Fikret Otyam, Mustafa Geceyatmaz ve Mücahit Küçükbaran tarafından yapılan derleme gezisinde 800 kadar türkü derlenmiştir. 1971 yılında Erzurum- Kars yörelerine yapılan derleme gezisinde ise 250 kadar ezgi derlenmiştir.
Yurt dışından Türk Halk Müziğini araştırmak üzere ülkemize gelen etnomüzikologlar, müzikologlar, antropologlar, etnologlar ve sosyologlar, Türk Halk Müziği araştırmaları çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Bunlardan biri olan Türkiye’de 5 yıl yaşayan Macar müzik adamı Sipos Janos, Güney Anadolu’da yörük ve Türkmenlerden 1400 civarında parça derlemiştir. Resmi kurumların arşivleri ve şahsi koleksiyonlarda yaklaşık 40.000 Türk Halk Müziğine ilişkin malzeme bulunmaktadır.
Diğer taraftan 1975 yılında kurulan İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı (1982 yılında İTÜ’ye bağlanmıştır), İzmir’de Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı, Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı, Ankara’da Gazi Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı gibi eğitim kurumları bünyesinde Türk müziği kültürü değerlerinin eğitim-öğretim faaliyetleri devam etmektedir.
Tüm bu araştırmalar, milli kültürümüzün kayıtlara geçirilmesi, bu alanda kurumsallaşmanın sağlanması açısından önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki milli olmadan milletlerarası olunamaz!
Saygılarımızla,
Engürü Türk Müziği Derneği
Kaynaklar
- İTÜ Türkiye Halk Müziği Araştırmaları Internet Sitesi
- Cumhuriyet Döneminde Türk Halk Müziği Araştırmaları (Süleyman ŞENEL)
- Prof. Dr. Dan Ben-Amos ile Halkbilimi Üzerine Eleştirel/Çözümsel Bir Söyleşi- Ahmet KESKİN